Telefon
WhatsApp
Endemik ters lale çeşitlerini artırarak ekonomiye kazandırılması planlanıyor
Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, Anadolu´da doğada yetişen endemik ters lale çeşitlerini artırarak ekonomiye kazandırılması planlanıyor.
Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Türkiye’de ilk defa ‘Türkiye Fritillaria L.(Ters Lale) Türlerinde Çeşit Geliştirme ve Yeni Çeşitlerin Sektöre Kazandırılması’ projesini 2006 yılında hayata geçirildi. TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında, Türkiye’deki 19 ilden 32 tür olmak üzere yaklaşık 350 lale soğanı toplandı.
Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonunda 2006 yılında başlatılan ve iki etaptan oluşan çalışma kapsamında, geçmiş yıllarda 19 ilden toplanan 32 türden oluşan yaklaşık 350 ters lale soğanından yapılan ıslah çalışmaları devam ediyor. Islah çalışmaları kapsamında yürütülen çalışmalarda, tohum tescillenmesinin ardından Ters Laleler süs bitkisi alanında Türkiye ve ardından Dünya ülkelerine açılmayı bekliyor. Proje kapsamında süs bitkisinde yerli çeşitlerin tescili ile dışa bağımlılığı azaltarak yerli ve milli türlerin üretiminin çeşitlendirilmesi amaçlanıyor.
Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürü İsmail Esmek, “Ters lale (Fritillaria) cinsi ülkemizin önemli gen kaynakları içerisinde yer almaktadır. Dünyada 170 tür mevcut olup bunun 52 türü ülkemiz doğasında yer almakta ve 29 adet tür endemiktir. Bu durum bizim ne kadar zengin olduğumuzun bir göstergesidir. Ters laleler; geofitler içerisinde yer almakta olup yeraltı organları soğanlı, 4-100 cm boyunda, küme oluşturmayan, çiçekleri toprağa bakan çok yıllık bitkilerdir. Bazı taksonları tek çiçeğe sahip iken, bazı taksonlarında 20’nin üzerinde çiçeği bulunabilmektedir. Dağ eteklerinde, ağaç altlarında veya çayırlarda yaşayan türleri vardır. Ters lale türlerinde çiçeklerinin toprağa bakması onlara mahzun bir ifade yüklemiş olup, farklı medeniyetler tarafından hikâyelere konu olmasından dolayı hüzün çiçekleri olarak süs bitkileri içerisinde yerlerini almışlardır. Süs bitkisi olarak değerlendirilen türlerinin yanı sıra ters laleler arasında kozmetik ve ilaç endüstrisinde ham madde olarak kullanılan türler de mevcuttur" diye konuştu.
Çalışmaların önce bitkileri kültüre alma aşaması ile 2006 yılında başladığını ifade ederek, bu aşamayı başarı ile geçen bitkilerde ıslah çalışmaları ise 2010 yılında başlamış olup halen bu projelerin yürütüldüğünü belirtti. Esmek, Islah çalışmaları uzun soluklu olduğu için verilen emeğin sonucunda çeşitler ve çeşit adayları elde edildiğini söyledi.
Ülkemizde ters laleler konusunda ilk ve geniş kapsamlı çalışmaların enstitüde 2006 yılında başladığını hatırlatan Proje Sorumlusu Ziraat Mühendisi Meral Aslay ise şunları söyledi:
“Bulunduğumuz alan Türkiye Ters Lale Koleksiyon Bahçesi. Bu bahçe uzun yılların emeği sonucu oluşmuş bir bahçe. 2005 yılında proje hazırlıklarına başladık. 2006 yılı itibariyle TÜBİTAK destekli proje başladı. İlk çalışmalar doğadan özel izin ile bu türlerin Türkiye genelinde doğadan toplanması ile başladı. Biz doğadan getirdiğimiz 10’ar adet bitkiyi saksılarda öncelikli olarak adaptasyonunu sağladık. Her tür insan gibi farklı özelliklere sahip. Öncelikli olarak Türkeri bir takip edip, türlerin yetiştirme tekniğini belirledik. Adaptasyonunu belirledik. Kültür ortamında nasıl bir etki gösteriyor. Uyum sağlıyor mu? Sağlamıyor mu? 3 yıl boyunca türlerin yetiştirme tekniği üzerine çalışmalar yürüttük. Sonra getirdiğimiz türlerin bir çoğu da endemik olduğu için ülkemize özgü endemikler. Öncelikli olarak bu koleksiyon bahçesinde 8 türün muhafaza altına alınması ve korunması bizim için en önemli olaylardan biri sonraki nesillere aktarmak. Bazı türlerimiz doğada da çok az sayıda örnekleri bulunmakta bunların. Daha sonra TÜBİTAK ikinci ıslah çalışması ile ilgili bir proje teklif ettik. O projemizde geçti. Bu projede de yine doğadan getirdiğimiz doğal türler arası melezleme yaparak seleksiyon ıslahı yaparak Türkiye’nin ilk yerli ve milli ters lale çeşitlerini geliştirdik. Vuslat, Aslay, Doğu Güneşi. Onun devamında ıslah çalışması ile şuan da tescil aşaması bitmek üzere olan melezleme ıslahı ile Meftun çeşidini geliştirdik. Tabii ki bunlar bir yılda olan işler değil. Bir çeşidi elde etmeniz için sizin 7 yıl boyunca o çeşit ile ilgili çalışmalar yapmanız lazım ve o çeşidin hayatını idame ettirmesini sağlamanız lazım. O çeşidi geliştiresiniz. Soğanlı bitkiler hassas bitkiler. Kültür ortamında çok farklı hastalıklara ve zararlılara muhattap oluyorlar ve bitkileri canlı tutmakta ayrı bir olay. Uzun yıllarda şunu öğrendik ki düzenli olarak bitkiler üzerinde ki takibinizi devam ettirmeniz lazım. Farklı hastalık ve farklı zararlılarda görülebiliyor.
Bunların haricinde sosyal sorumluluk projeleri yaptık. Çiftçi kadınlarımıza bu konuda eğitimler verdik. Bahçeye değişik kesimlerden ziyaretçilerimiz geldi. Onlara tanıtımlarını yaptık. Yurt içinde ve yurt dışında değişik makalelerle etkinliklere katılarak Ters lalelerimizi, Türkiye Ters lalelerini çeşitlerimizi tanıttık. Aynı zaman da farklı bilim dalları ile biyoloji olsun, eczacılık fakültesi olsun farklı konularda biz bilimsel çalışmalar yürüttük. Bir dönem üretim yaptık. Orada ürettiğimiz ürünleri Türkiye’nin farklı noktalarına göndererek insanların Ters lale ile tanışmalarını da sağladık. Çünkü bildiğiniz gibi bunlar doğa da bulunmakta ve doğadan toplanması yasak olan ve cezası da büyük olan soğanlı gurubu içerisinde yer almakta. Bu şekilde de hizmet verdik.
Bahçemizde çalışmalarımız devam ediyor. Öncelikli olarak bu türlerimizi muhafaza etmekteyiz. Devamlılığını sağlamak bizim en büyük görevimiz. Yine onun haricinde farklı projeler yürütmek konusunda çalışmalarımız var.
38 tane türümüz var. Çeşit olarak 3’ü tescilli 1’i tescil aşamasında yine kataloğa girmiş 8 tane daha çeşidimiz var. Onunla birlikte bir 13 tane çeşit hatta belki de biz biraz daha dikkatli davranıyoruz. Bahçemizde bununda üzerince çeşit sayısı mevcut. Ama bizim en muzdarip olduğumuz konu geliştirdiğimiz çeşitlerin bir an önce ilgili sektörle buluşarak onlar tarafından üretilip bunun halka tanıtılması. Biz süs bitkileri alanlarında bu bitkilerimizin kullanılması bizim en fazla arzu ettiğimiz konulardan biri. Diğer bir konuda tıbbi özellikleri olan türlerimiz var. Bazı türlerimiz üzerinde çok olumlu sonuçlar alındı. Özellikle de eczacılık fakülteleriyle de ortak çalışma yürütüp yine bir yönden insanlığa faydalı olabilecek yönlerinin de tekrar ortaya çıkarılması arzu ettiğimiz konulardan bir tanesi”

 

Anasayfa Reklam Alanı 1 728x90

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!