Erzincan, Işıkpınar mevkiinde_x000D_ bulunan ve uzaydan görülebilen tek portre olma özelliğini taşıyan Atatürk_x000D_ portresinin bakım çalışmaları başladı.

Erzincan_x000D_ İl Genel Meclisi oy birliği ile Keşiş Dağı üzerindeki dev Atatürk portresini_x000D_ yenileme kararı aldı. İl Genel Meclisi tarafından düzenlenen toplantıda, "1982 yılında Ressam Mustafa Aydemir_x000D_ tarafından yapılmış olan Atatürk portresi restorasyon işinin İl Özel İdaresi_x000D_ tarafından 2017 mali yılı gider bütçesinden karşılanarak ek yatırım programına_x000D_ alınarak yapılması" kararı alındı. Alınan karar sonrası Ressam Mustafa_x000D_ Aydemir, Erzincan’a geldi ve 35 yıl önce yaptığı Atatürk portresinin bakım ve_x000D_ yenileme çalışmalarında yer alacak. Yenileme çalışmalarının ise 29 Ekim_x000D_ Cumhuriyet Bayramı öncesi bitirilmesi hedefleniyor.

1982 yılında Erzincan’da askerlik_x000D_ yapan Mustafa Aydemir, tarafından yapılan 7 bin 500 metre karelik bir alanda,_x000D_ yaklaşık 200 ton boya, 600 ton taş ve 210 ton harç kullanılarak, para harcanmadan,_x000D_ 3 bin gönüllü askerle 30 günde yapılan portrenin boyunun ise 176 metre. 

Yapılacak yenileme çalışmaları için portrenin bulunduğu bölgede_x000D_ incelemeler yapan Ressam Mustafa Aydemir: “35 yıl sonra burada olmaktan mutlu_x000D_ ve gururluyum. 35 yıl sonra geldim ve Erzincanlının Ata’sına sahip çıktığını_x000D_ gördüm. Bu beni daha da gururlandırdı. Görüştüğüm yetkili kişiler ne_x000D_ gerekiyorsa biz buraya harcamaya, emek para dahil hazırız dediler. Zaten de_x000D_ beklediğim buydu. Atamızı 29 Ekim’de inşallah buradan yeniden o eski canlı_x000D_ gözleriyle Erzincan’a karşı baktıracağız. Ne gerekiyorsa burada yapılacak. 1982_x000D_ yılında gönüllü bir çalışma yapıldı. Benim iddiam bu portreyi 30 günde yapmak_x000D_ ve hiçbir para harcamadan 5 kuruş para harcatmadan yapmaktı. Bunu başardık._x000D_ Çünkü dağın taşını kullandık. Atık malzemeleri kullandık. Ve aşağıda eğitim_x000D_ sonrası yatan arkadaşlarımızın gönüllülük esasını kullandık. Dolayısıyla_x000D_ kendisini vatanına, milletine ve Atasına borçlu hisseden bütün Erzincanlımız,_x000D_ bütün askerimiz buraya koştu. Biz burayı 30 günde hiç 5 kuruş para harcatmadan_x000D_ yaptık. 35 yıldan beride hiç bir şey olmadı. Bu solma normaldir. Çünkü 35 yılda_x000D_ yarım bir ömür demektir. 35 yılda boyanın solması normaldir. Biz gerekenleri_x000D_ ufak tefek kaymalar var. Oda normaldir. Onların hepsini düzelteceğiz. Ve 29_x000D_ Ekim’de Atamızı yeniden Erzincan’a o güzel gözleri ile baktıracağız. Dünyada_x000D_ bunun bilinen bir örneği yok. Bilinen değil bilinmeyen bir örneği de yok. Yani_x000D_ bunu araştırdık çünkü. Guinness’te de yok. Bu bugün bütün dünyanın kabul ettiği_x000D_ dünyanın en büyük uzaydan görülebilen portresidir. Ama portrenin bir özeliğini_x000D_ Erzincan bilmiyordu zannediyorum. Amerikalılar bu portreyi dünyanın en büyük_x000D_ 100 sanat eserinden biri seçtiler. Ve Washington Swiss Town müzesi yetkilileri_x000D_ buranın belgeselini yaptı. Televizyon belgeselini yaptı bütün Amerika’ya_x000D_ gösterdi. Yani bu bugün dünyanın 100 sıra dışı sanat eserinden bir tanesi ve_x000D_ Atamızın sureti. Şimdi bana soruyorlar bu gerçekten dünyanın en büyük_x000D_ portresimidir diye soruyorlar. Bende onlara ısrarla şunu diyiyorum. Evet_x000D_ dünyanın en büyük portresi. Ama dünyanın en büyük portresi, dünyanın en büyük mucizesini_x000D_ yaratmış adama ait olmasından daha doğal ne olabilir diyiyorum. Benim projem_x000D_ aslında iki aşamalı bir proje idi. 35 yıl önce sunduğum. Birinci aşama bu_x000D_ portrenin yapılması ve Atamızın Erzincan’a bakmasıydı. İkinci aşaması ben bu_x000D_ portreyi dünyada ilk kez hareket eden ve konuşan bir portre olarak_x000D_ tasarlamıştım. Yani özel günlerde, 29 Ekim, 10 Kasım, 30 Ağustos gibi günlerde_x000D_ Atamız dağdan ışık sistemi ile canlanacak gözlerinde ve dudaklarında meydana_x000D_ getirilen hareketle, ses sistemi ile aynı anda bütün Erzincan’a, bütün_x000D_ Erzincan’a karşı konuşacaktı. Çünkü burası bir askeri şehir. Aşağıda 59. Topçu_x000D_ Tugayımız var. Onun arkasında 3. Ordumuz var. Ve hemen arkasında Atamızın tam_x000D_ aksında merkezinde Erzincan’ımız var. Bu müthiş bir moral etkisi yapacaktı. Bununda_x000D_ bedeli bir küçük yerli araba bedeli kadardı. Belki halen öyledir. Yada belki o_x000D_ kadar bile değildir. İnanıyorum ki Erzincanlımız buna da sahip çıkacaktır. Bunu_x000D_ da yapacaktır. Eğer buda olursa zaten şu haliyle bile Unesco’nun ileride yine_x000D_ inanıyorum koruma kuruluna girecektir. Ve Erzincan’ın zaten simgesi dha büyük_x000D_ bir simgesi olacaktır” dedi.