Başbakan Ahmet Davutoğlu, Erzincan'daki sivil toplum_x000D_ kuruluşlarının temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu yemekte yaptığı konuşmada,_x000D_ "Deprem geldiğinde insanların etnik kimliğine, mezhebine bakmadı. Hepimize_x000D_ birden vurdu. Savaş ve işgal geldiğinde acaba, şu etnik grupları, bu mezhebi_x000D_ grupları, Sünnileri, Alevileri ayırt etmedi. Nasıl deprem bir felaket olarak_x000D_ insanları ayırt etmiyorsa biz de onlara karşı gösterdiğimiz dirençte,_x000D_ kardeşlerimiz arasında, vatandaşlarımız arasında ayrım görmeyiz" dedi

Şehirlerin ülkelerle birlikte toplumların kaderlerini_x000D_ belirlediğini ve mekânlarıyla şekillendiğini dile getiren Davutoğlu, tarihi_x000D_ geçmişine bakıldığında, Terzi Baba Hazretleri gibi manevi önderleriyle ve_x000D_ konumlandığı mekan itibarıyla Erzincan'ın Anadolu'daki kültürün omurga_x000D_ şehirlerinden birini oluşturduğunu belirtti.

"Mekânına baktığınızda şehirlerin kaderini de anlamak_x000D_ mümkün olur" diyen Davutoğlu, Erzincan'ın İç Anadolu-Doğu_x000D_ Anadolu-Karadeniz hattı üzerinde, Kelkit ve Fırat havzaları arasında,_x000D_ Mezopotamya'yı Karadeniz'e bağlayan güzergâh üzerinde çok önemli bir konumda_x000D_ olduğunu, Mama Hatun Kervansarayı gibi birçok külliyenin ve Erzincan'ın_x000D_ ilçelerine nüfuz etmiş derin kültürün de bunun izlerini taşıdığını dile_x000D_ getirdi. Son iki gün Bağdat ve Erbil'de bulunduğunu, daha sonra İstanbul'a_x000D_ geçip toplantılar yaptığını ve Atlantik Konseyi'nde yapılan Enerji_x000D_ Konferansı'na katıldığını, ardından da Patnos'a geldiğini anlatan Davutoğlu,_x000D_ "Son üç gün içinde öyle bir kuşak içinde seyrüsefer yaptım ki aslında bu_x000D_ kuşakların birbirlerine ne kadar irtibatlı olduğunu, hiçbirinin insan dokusunun_x000D_ diğerinden ayrılamayacağını bizzat müşahede ettim" ifadelerini kullandı.

Irak ziyareti sırasında cuma namazı çıkışında insanların_x000D_ kendisine Arapça, Kürtçe, Türkmence ve Türkçe seslenerek kucakladığını ifade_x000D_ eden Davutoğlu, "Diller farklıydı, lehçeler farklıydı ama muhabbet, o_x000D_ gönülden muhabbet gözlerde ışıltı halinde vardı. Biz bu topraklarda barışın_x000D_ elçisiyiz. Biz bu topraklarda muhabbetin, bu topraklara nüfuz etmiş o engin_x000D_ irfanın temsilcileriyiz ve bu irfan bütün şehirlerimizde olduğu gibi_x000D_ Erzincan’ımızda da Erzincan’ımıza can veren o ruh ile varlığını sürdürüyor ve_x000D_ bu varlığını sürdürdükçe de Erzincan’ımız da ülkemiz de inşallah ilerde çok_x000D_ daha güzel günler görecek" şeklinde konuştu.Mekânla insanın doğası_x000D_ arasında da bir ilişki bulunduğuna değinen Davutoğlu, Erzincan'ın dağların_x000D_ arasında bir bağlık, bir ümran şehri olduğunu söyledi. Konuşmasında Erzincan'da_x000D_ meydana gelen depremlere de değinen Davutoğlu, 1916-1918 Rus işgali karşı_x000D_ birlikte direnen Erzincanlıların 1939'da da deprem felaketi karşısında büyük_x000D_ bir imtihandan geçtiğini dile getirdi."O imtihanı da yine dirençle, omuz_x000D_ omuza vererek aştılar" diyen Davutoğlu, "Deprem geldiğinde insanların_x000D_ etnik kimliğine, mezhebine bakmadı. Hepimize birden vurdu. Savaş ve işgal_x000D_ geldiğinde acaba, şu etnik grupları, bu mezhebi grupları, Sünnileri, Alevileri_x000D_ ayırt etmedi. Nasıl deprem bir felaket olarak insanları ayırt etmiyorsa biz de_x000D_ onlara karşı gösterdiğimiz dirençte, kardeşlerimiz arasında, vatandaşlarımız_x000D_ arasında ayrım görmeyiz" ifadelerini kullandı.

“ERZİNCAN’A 12 YILDA_x000D_ CİDDİ YATIRIMLAR YAPILDI”

Erzincan'ın son 12 yıl içinde çok ciddi yatırımları_x000D_ gördüğünü belirten Davutoğlu, "Bundan sonra da görecek. Gelirken_x000D_ istatistiklere baktığımda 5 milyar Türk liralık, eski şeyle 5 katrilyonluk_x000D_ yatırım görmüş Erzincan’ımız. Daha fazlasını hak ediyor. İnşallah çok daha_x000D_ fazlasını yapacağız" açıklamasında bulundu. Kentten 2002'de yapılan toplam_x000D_ ihracatın 394 bin dolarken, bu rakamın şimdi ise 7,3 milyon dolara ulaştığının_x000D_ altını çizen Davutoğlu, ihracatın 20 misli arttığını söyledi.

Başbakan Davutoğlu, 16'ncı, 17'nci yüzyılın ortalarında 500_x000D_ dükkânın olduğu Erzincan'a bu ihracatı yeterli görmediğini belirtirken, tüm_x000D_ işadamlarının ve sivil toplum temsilcilerinin omuz omuza vererek, Erzincan'ın bir_x000D_ lojistik merkez niteliğine dönüştürülmesi gerektiğini kaydetti.

BİNALİ YILDIRIM'A_x000D_ HİZMETLERİNDEN DOLAYI TEŞEKKÜR

Ulaştırma alanındaki yatırımlara değinen Başbakan Davutoğlu,_x000D_ eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a_x000D_ hizmetlerinden dolayı teşekkür etti.Davutoğlu, Erzincan'ın da bu hizmetlerden_x000D_ istifade ettiğinin altını çizerken, şöyle konuştu: "Ulaştırmada 8 bin 377_x000D_ yolcu varmış 2002'de, şimdi 281 bin yolcu var Erzincan'da bir yıl içindeki_x000D_ yolcu sayısı. Bu da şunu gösteriyor ki Erzincan'da belli bir dinamizm var. Bir_x000D_ istihdam alanı oluşuyor. Et ve Süt Kurumu'nun 65 milyon liralık beyaz et entegre_x000D_ tesisi ve benzeri tesislerle inşallah Erzincan önemli sanayi şehri haline de_x000D_ dönüşecek. 'Etrafı dağlık, ortası bağlık' diyerek bir tarım şehri olan_x000D_ Erzincan, aynı zamanda bir ulaştırma hatlarının merkez şehri ve bir sanayi_x000D_ şehri olma özelliğine de sahip. Dolayısıyla Erzincanlıları büyük görevler_x000D_ bekliyor, inşallah bunları hep birlikte gerçekleştireceğiz ve Erzincan'ı_x000D_ yükselen Türkiye’mizin önemli merkezlerinden biri haline getireceğiz. Her bir_x000D_ şehrimizin yükselen Türkiye'de kendine bir rol biçmesi lazım. Tanımlaması_x000D_ lazım. Ben 'Yeni Türkiye' kavramı ile ifade edilen Türkiye'nin yeni döneminde_x000D_ 'nerede şehrimi görüyorum?' diye herkesin kendisine sorması lazım."

Nerede bir şekilde mağdur olmuş, hakları gasp edilmiş ya da_x000D_ "bize yardım edecek kimse yok mu?" diye bir soru soran varsa Türkiye_x000D_ Cumhuriyeti'nin o kesimlerin yanında olmaya devam edeceğini vurgulayan_x000D_ Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:"Somali'deki mazlumların da ki ne_x000D_ zor şartlarda oraya gidildiğini hepiniz hatırlarsınız ekonomik imkânlar_x000D_ bakımından bebeklerin gözümüzün önünde susuzluktan vefat ettiği_x000D_ Somali'dekilerin sahibi de Afrika'da ki nüfusun beşte biri elektriği tanımıyor,_x000D_ enerji imkânına sahip olmayan o nüfusların da toplum kesimlerinin de sözcüsü_x000D_ olacağız. Bağdat'a ve Erbil'e gittim. Dünyanın belki de en şanslı ülkelerinden_x000D_ biri Irak'tır. Kendilerine de söyledim. Ortadoğu'ya baktığınızda, bazı_x000D_ ülkelerde nüfus kuvvetli, çok geniş bir insan kaynağı var ama doğal kaynaklar_x000D_ zayıf, Türkiye gibi Mısır gibi. Bazı ülkelerde doğal kaynak çok ama insan_x000D_ kaynağı az, Körfez ülkeleri gibi ama Irak'ta hepsi var. Hem insan kaynağı var,_x000D_ 35 milyona yakın ciddi bir nüfus, hem en önemli tarım havzası üzerinde hem de_x000D_ dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz ülkesi ama bakıyorsunuz Irak'ta huzur_x000D_ yok. Bu imkânları birleştirseler, dünyanın yükselen gücü olacaklar. İnşallah da_x000D_ birleştirirler. Davutoğlu, bunun ekonominin çarklarının döndüğünü ve ülkenin_x000D_ imkânlarının iyi kullanıldığını gösterdiğini dile getirdi.

Dışişleri Bakanlığı döneminde bir uluslararası toplantıda,_x000D_ bunun nasıl sağlandığının sorulduğunda, "Bizim çok büyük doğal_x000D_ kaynaklarımız yok, kimse bize 'kriz var' diye milyarlarca dolar veya euro para_x000D_ da vermiyor, borç da vermiyor ama bir değerimiz var ki değerlerin en büyüğü_x000D_ insan, insan, insan" dediğini aktaran Davutoğlu, Türkiye'nin kalkınma_x000D_ hamlesindeki temel kaynağın insan olduğunu vurguladı. Türkiye'nin ekonomik_x000D_ kalkınmasının toplumun her kesimine yayılacağını belirten Davutoğlu, bütün_x000D_ şehirlerin, bölgelerin birlikte kalkınacağını söyledi. Bunu sağlarken sadece_x000D_ Türkiye için değil, çevrede de ekonomik kalkınma sağlayacak ortak projeler için_x000D_ çaba sarf edeceklerini dile getiren Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle_x000D_ sürdürdü:

"Bakü'de doğalgaz varsa petrol varsa o Türkiye_x000D_ üzerinden Bakü-Tiflis-Ceyhan'a akacak, TANAP ile Türkiye üzerinden Avrupa'ya_x000D_ gidecek. Dün Bağdat'ta, Erbil'de Musul, Kerkük petrolleri ve Irak'ın diğer_x000D_ enerji kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa'ya gitmesi veya Türkiye'de_x000D_ kullanılmasının görüşmelerini yaptık tekrar. Biz çevre ve ekonomik olarak_x000D_ entegre olduğumuzda hep beraber kalkınmanın yollarını, sırlarını keşfedeceğiz_x000D_ ve bu kalkınmayı gerçekleştireceğiz. Millet ile devlet arasında gönül bağını,_x000D_ vatandaşlık bağını, insan haklarına ve evrensel hukuka dayalı temel aidiyet_x000D_ bağını kurarsak bu aidiyet bağı üzerinden kardeşliğimiz pekiştirirsek bu_x000D_ kardeşliğin pekişmesiyle beraber otaya çıkacak sosyal uyumdan, çatışmaları_x000D_ engelleyerek ortak bir enerjiye bütün insanlarımızın gücünü katarsak Türkiye 12_x000D_ yılda gerçekleştirdiği büyük atılımlara yep yeni atılımlar katacak inşallah_x000D_ 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme mücadelemizde başarılı_x000D_ olacağız." Davutoğlu, Türkiye'nin bu anlamda 12 yılda büyük bir değişim_x000D_ yaşadığını, gelecek yıllarda daha da yaşayacağını ifade etti. Türkiye'de ilk_x000D_ defa 1902'de enerji santrali kurulduğunu, 2002'ye kadar 31 bin 500 megavat_x000D_ enerji kapasitesinin ortaya çıkarıldığını anlatan Davutoğlu, Ak Parti_x000D_ iktidarları döneminde 2014'de kadar 33 bin 500 megavat enerji kapasitesine_x000D_ ulaşıldığını söyledi. Davutoğlu, şöyle konuştu: "Yani 100 yılda yapılanı_x000D_ geçen performans 12 yılda. Demek ki milletle bütünleşildiğinde, o eneri,_x000D_ sinerji devreye sokulduğunda bir ülkenin kaderi değişebiliyor. Onun için şimdi_x000D_ çözüm sürecini sabote etmeye çalışıyorlar. İstiyorlar ve bekliyorlar ki Türkiye_x000D_ tekrar kendi içinde enerjiyi tüketsin, tekrar kendi vatandaşları arasındaki_x000D_ ihtilaflara yoğunlaşsın ve dünyada o iddialı yükselişini yavaşlatsın. Hiç böyle_x000D_ bir hedef, plan içinde olmasınlar. Biz, bu milletin gözünde bu aşkı gördükçe_x000D_ inşallah bütün bu provokasyonlar, tahrikler boşa çıkacak. Türkiye bir taraftan_x000D_ kamu düzenini sağlayacak, bir taraftan çözüm sürecini gerçekleştirecek,_x000D_ Türkiye'nin bütün vatandaşları arasında en güçlü aidiyet bağını sağlayacak,_x000D_ diğer taraftan da dünyada yükselen bir güç olmaya devam edecek." Başbakan_x000D_ Davutoğlu, bu yolda bütün şehirlerin omuz omuza vermesini istediklerini ifade_x000D_ etti. Başbakanlık görevini aldıktan hemen sonra bakanlıklarla ve Ak Parti_x000D_ içinde yoğun bir istişare yaptıklarını anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti: "Hem_x000D_ yurt dışında çalışmaları yürütmeye devam edeceğiz ama aynı zamanda halkımızla_x000D_ göz göze bakmak, şimdi sizin gözlerinizde gördüğüm ışıltıyı hissedip_x000D_ yorgunlukların tümünü unutarak her sabaha yeni bir dünyaya doğarcasına doğmak_x000D_ üzere halkımızla buluşmak için sizlerin yanına geldim. Bütün bu 2-3 ay içinde_x000D_ yaklaşık 15 vilayetimizi gezdim. İddialı şekilde arkadaşlarıma da söyledim,_x000D_ inşallah kongre ve seçim süreçlerinde de bütün vilayetlerimize bir kere_x000D_ gideceğim. İnşallah birçok vilayetimize 2 veya daha çok gitme şansı bulacağız._x000D_ Bütün bu planlamalar içinde Erzincan'ı en ön sıralara almaya çalıştık çünkü_x000D_ sizin bizi böyle muhabbetle beklediğinizi biliyordum ve bu muhabbeti görmekten_x000D_ büyük mutluluk duydum. Emin olun son günlerin temposu dolayısıyla ister istemez_x000D_ hepimiz fani ve aciz kullarız, bazı yorgunluk emareleri olabiliyor ama_x000D_ Erzincan'a indikten ve Patnos'ta gördüğüm coşkudan sonra bütün yorgunlukları_x000D_ unuttum. Yarın yeni bir gündür Türkiye için de yeni Türkiye için de yeter ki_x000D_ gönülden gönüle, kalpten kalbe konuşmaya devam edelim ve aramızdaki muhabbeti_x000D_ daim eyleyelim." Yemeğe, Başbakan Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu ile_x000D_ İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Ak Parti Genel Başkan_x000D_ Yardımcısı Süleyman Soylu, Erzincan Valisi Süleyman Kahraman, Erzincan Belediye_x000D_ Başkanı Cemalettin Başsoy,Ak Parti Erzincan Milletvekili Sebahattin Karakelle,_x000D_ çevre illerin Milletvekilleri, Belediye Başkanları,  ve _x000D_ Sivil Toplum Kuruluşlarını temsilcileri  katıldı.