Erzincanlı Muhtarlar Cumhurbaşkanının Misafiri Oldu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerçekleştirdiği 9. Muhtarlar Toplantısı’nda aralarında Erzincanlı muhtarlarında bulunduğu 350 muhtar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen yemekte ağırlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,_x000D_
gerçekleştirdiği 9. Muhtarlar Toplantısı’nda aralarında Erzincanlı_x000D_
muhtarlarında bulunduğu 350 muhtar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri olarak_x000D_
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen yemekte ağırlandı.
Bingöl, Bitlis, Diyarbakır,_x000D_ Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Malatya, Muş, Tunceli, Batman ve Şanlıurfa_x000D_ ile Ankara’dan gelen yaklaşık 350 muhtar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın misafiri_x000D_ olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen yemekte ağırlandı.
_x000D_ _x000D_Yemekten önce muhtarlara hitaben bir_x000D_ konuşma yapan ve sözlerine, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine hoş_x000D_ geldiniz.” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen bu_x000D_ toplantılarla, ülkenin her köşesinden muhtarlarla hasbihal edip hasret giderme_x000D_ imkânı bulduklarını, hedeflerinin ise ülkedeki muhtarların tamamıyla bir araya_x000D_ gelmek olduğunu söyledi.
_x000D_ _x000D_“TÜRKİYE’NİN YOKLUK VE YOKSULLUK_x000D_ GÜNLERİNİ HEP BİRLİKTE YAŞADIK”
_x000D_ _x000D_Konuşmasının başında, Cumhurbaşkanlığı_x000D_ Külliyesi’nde yer alan çalışma ve ofis binaları, Millet Camii, yılsonunda_x000D_ açılacak olan kongre merkezi, inşa edilecek olan konferans ve sergi salonu ile_x000D_ 5 milyon kitabı barındıracak ve 24 saat hizmet verecek Cumhurbaşkanlığı_x000D_ Kütüphanesi ile ilgili bilgiler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize ve_x000D_ Ankara’ya, milletimiz için iftihar kaynağı bir külliyeyi kazandırmış olmaktan_x000D_ memnuniyet duyuyorum” dedi.
_x000D_ _x000D_Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün yaşı_x000D_ 30’un altında olan gençler görmedikleri için bilemeyebileceğini; ancak 1970’li_x000D_ yılları, çoğu kimsenin de 1990’lı yılları çok iyi hatırlayacağını belirterek,_x000D_ “Türkiye’nin yokluk ve yoksulluk günlerini hep birlikte yaşadık. Bugün sahip_x000D_ olduğumuz ve eksikliğini hayal dahi edemeyeceğimiz hizmetlerin pek çoğundan_x000D_ mahrum bir şekilde hayatımızı yaşamak zorunda kaldığımız o yılları asla_x000D_ unutmamalıyız” diye konuştu.
_x000D_ _x000D_“BİZ BU MİLLETİ, BU VATAN_x000D_ TOPRAKLARINI SEVİYORUZ”
_x000D_ _x000D_13 yıl önce Türkiye’de 26 tane_x000D_ havalimanı olduğunu, pek çok kimsenin seyahatte hava yollarını kullanamadığını;_x000D_ bugün ise hava limanı sayısının 55’e ulaştığını ve kolaylıkla uçulabildiğini_x000D_ hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski yöneticilerin böyle bir dertlerinin_x000D_ olmadığın belirtti ve şunları ekledi: “Ama biz dertliydik. Dertli olduğumuz_x000D_ için de bunu başardık. Düşünün; on beş yıl önce, ‘Iğdır’a, Hakkari’ye, Kars’a_x000D_ Muş’a, Ağrı’ya hava limanı açılacak’ dense inanır mıydınız? Batı dururken_x000D_ Güneydoğu’da, Doğu’da bunların işi ne diye baktılar, böyle değerlendirdiler._x000D_ Ama biz yola çıkarken böyle düşünmedik. Biz tek vatan dedik. Batıda ne varsa_x000D_ doğuda da o olacak, Kuzey’de ne varsa güneyde de o olacak dedik. 780 bin_x000D_ kilometrekarelik topraklarımızın hepsinde, bizim vatandaşımız tek millet_x000D_ anlayışı ile bundan istifade edecek dedik. Çünkü biz bu milleti seviyoruz, bu_x000D_ vatan topraklarını seviyoruz. Ama bu arada sevmeyenlerin de olduğunu_x000D_ görüyoruz.”
_x000D_ _x000D_Aynı şekilde demokrasi, insan_x000D_ hakları, işkence, özgürlükler, can ve mal emniyeti bakımından kabus gibi_x000D_ yılların yaşandığını da hiçbir zaman akıllardan çıkarmamak gerektiğini ifade eden_x000D_ Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünlerde yine ‘kabus gibi’ diye nitelediği yılları_x000D_ getirmek isteyenlerin olduğunu belirtti ve şöyle dedi: “Bugünkü toplantıyla_x000D_ alakalı olarak bile ben bir çok muhtarımızın tehdit edildiğini, gelmek_x000D_ istedikleri halde, tehditlerden dolayı gelemediğini biliyorum. Muhtar kim?_x000D_ Memur mu? Muhtar seçilmiştir. Kim tarafından? Halk tarafından. Cumhurbaşkanı_x000D_ nasıl halk tarafından seçiliyorsa, muhtar da aynı şekilde halk tarafından_x000D_ seçildiği için, benim indimde benim inandığım demokraside seçilmiş atanmışa_x000D_ göre daha üstündür. Demokrasiye inananların hepsi bunu böyle yorumlar. Ama_x000D_ demokrasiye inanmayanların ‘hayır buraya seni ben atadım, ben ne dersem onu_x000D_ yapacaksın’ der.”
_x000D_ _x000D_“HER ALANDA ÇOK KÖKLÜ REFORM_x000D_ POLİTİKALARINI HAYATA GEÇİRDİK”
_x000D_ _x000D_Ret, inkâr ve asimilasyon_x000D_ politikalarının, tüm ağırlığıyla milletimizin üzerine çöktüğü o kara günleri,_x000D_ bir ibret vesikası olarak zihnimizde canlı tutmamız gerektiğini söyleyen_x000D_ Cumhurbaşkanı Erdoğan, 13 yıl önce başbakan olarak ilk göreve geldiğinde,_x000D_ olağanüstü hal uygulamasını bir ay içinde kaldırdıklarını hatırlattı ve şunları_x000D_ söyledi: “O zaman Güneydoğu’yu ve Doğu’yu dolaşırken oralardaki vatandaşlarımız_x000D_ bize, ‘Olağanüstü hali kaldırın, yeter.’ diyordu. Kaldırdık. Ondan sonra neleri_x000D_ konuştuk, neleri hasbihal ettik. ‘Televizyon’ dediler, 24 saat Kürtçe yayını_x000D_ başlattık. Kendi dilimizde propaganda’ dediler. Bunu başlattık._x000D_ ‘Üniversitelerde enstitüler kurulsun’ dediler, kuruldu. Bütün bunların yanında,_x000D_ Türk Kürt, Laz Çerkez, Gürcü, Abaza gibi ayrımlar ortadan kaldırıldı. Alt yapı_x000D_ üst yapı yapıldı ve hala yapılıyor. Bütün bu ayrımların kalkmasına rağmen hala_x000D_ bu ülkede bu fidanların şehit edilmesinin sebebi nedir? Her şey yapıldığı halde_x000D_ bunlar ne istiyor? Söyleyeyim; bunlar ülkemizi bölmenin gayreti içindeler.”
_x000D_ _x000D_Ekonomik yıkımların ardı ardına_x000D_ geldiği, güven ve istikrar ortamının yerle yeksan olduğu Türkiye günlerinin_x000D_ bugün artık olmadığını; böyle bir dönemin ardından, milletin teveccühüyle,_x000D_ ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,_x000D_ her alanda çok köklü reform politikalarını hayata geçirmeye başladıklarını_x000D_ söyledi.
_x000D_ _x000D_
“DEMOKRASİNİN VE ÖZGÜRLÜKLERİN_x000D_
ALANINI GENİŞLETME MÜCADELESİ VERDİK”
Bugün Türkiye’nin 81 vilayetinde_x000D_ üniversitelerin olduğunu vurgulayan Güneydoğu’da en ücra köşedeki bir Kürt_x000D_ vatandaşın da çocuğunu oradaki üniversiteye gönderebildiğini hatırlatarak, “Ama_x000D_ bunlar o üniversiteleri bile yakmanın, yıkmanın gayreti içindeler. Okulları_x000D_ yakanlar bunlar, hastaneleri yakanlar bunlar. Camilerimizi yakanlar yıkanlar_x000D_ bunlar. Bunlara karşı ortak bir mücadeleyi sürdürmek için sizlerle bir_x000D_ aradayız. Bunu beraber yapacağız.” şeklinde konuştu.
_x000D_ _x000D_Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan_x000D_ ekonomiyi düzlüğe çıkarma ve milletin refahını yükseltme çabası içinde_x000D_ olduklarını, diğer yandan da demokrasinin ve özgürlüklerin alanını genişletme_x000D_ mücadelesi verdiklerini vurgulayarak konuşmasında şu değerlendirmelere yer_x000D_ verdi: “Biz emri dağdan almadık, biz emri Hak’tan ve halktan aldık; farkımız_x000D_ buydu. Bu süreçte karşılaştığımız zorlukları, önümüze çıkartılan engelleri,_x000D_ kurulan tuzakları uzun uzun anlatmayacağım. Sizler hepsine de şahit oldunuz,_x000D_ hepsini de gayet iyi biliyorsunuz. 27 Nisan bildirisi de, Gezi Olayları da,_x000D_ 17-25 Aralık darbe girişimi de, yaşanan son terör olayları da hep aynı amaca_x000D_ yöneliktir. Türkiye’nin önünü kesme, büyümesini, gelişmesini, güçlenmesini_x000D_ engelleme çabaları, dışardan olduğu kadar, maalesef, içeriden de destek buldu._x000D_ Bu badirelerin tamamını da milletimizin desteğiyle aştık. Bugün önümüzde duran_x000D_ meselelerin çözüm adresi de yine milletimizdir, milletimizin iradesidir.”
_x000D_ _x000D_“DEVLET, HUZUR VE KARDEŞLİK_x000D_ İKLİMİNİN TESİSİ İÇİN ÜZERİNE DÜŞENLERİ ZİYADESİYLE YERİNE GETİRMİŞTİR”
_x000D_ _x000D_Geçen 12 yıllık dönemde_x000D_ birliğimizi-beraberliğimizi, kardeşliğimizi güçlendirmek için samimi gayret_x000D_ sarf ettiklerini ve bu uğurda çok ciddi riskler aldıklarını açıklayan_x000D_ Cumhurbaşkanı Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine 12 yılda ulaşımdan_x000D_ toplu konuta her alanda toplam 260 Milyar TL, sadece Van’a 17 Milyar TL yatırım_x000D_ yapıldığını, Van’da yeniden şehir inşa edilerek bütün çehresinin_x000D_ değiştirildiğini hatırlattı.
_x000D_ _x000D_Cumhurbaşkanı Erdoğan, ret, inkâr ve_x000D_ asimilasyon politikalarını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik adımlar_x000D_ attıklarını ve televizyon yayınlarından isimlere kadar her alanda yasakları_x000D_ ortadan kaldıran, özgürlüklerin önünü açan düzenlemeler yaptıklarını_x000D_ vurgulayarak sözlerine şöyle devam etti: “Açık söylüyorum; bu süreçte devlette,_x000D_ hükümette huzur ve kardeşlik ikliminin tesisi için üzerine düşenleri_x000D_ ziyadesiyle yerine getirmiştir. Milletimiz de sabırla, metanetle ve umutla bu_x000D_ sürece gerekli desteği vermiştir. Ancak örgüt ve onun güdümündeki parti, ortaya_x000D_ çıkan bu güzel iklimi yalanla, kurnazlıkla, şımarıklıkla zehirlemiş, tercihini_x000D_ şiddetten ve baskıdan yana kullanmıştır. Dün devletin zulmünden, şiddetinden,_x000D_ baskısından şikâyet edenler, bugün demokrasi ve özgürlük ortamını istismar_x000D_ ederek aynı yöntemlere kendileri tevessül ediyorlar. Bugün bölgede devletin_x000D_ değil örgütün şiddeti var, zulmü var, baskısı var. 6-8 Ekim olaylarını_x000D_ hatırlayın. Ölen de Kürtlerdi, öldüren de Kürtlerdi, aksini söyleyebilir_x000D_ misiniz? Bugün de yaşanan hadiselerde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımız hep_x000D_ bölgenin kendi insanları değil mi? Kendi insanları. Teröristler, hasta taşıyan_x000D_ ambulansa saldırır, mağdur olan bölge insanı.
_x000D_ _x000D_Teröristler malzeme taşıyan_x000D_ kamyonları yakar, mağdur olan yine bölge insanı. Teröristler yollara mayın_x000D_ döşer, sokakları kazar, ulaşımı engeller, mağdur olan yine bölge insanı, orada_x000D_ yaşayanlar. Okul yakılır, sağlık ocağı, hastane taşlanır, itfaiye aracı engellenir,_x000D_ kan toplama aracı tahrip edilir, kepenkler indirilir, baraj inşası engellenir,_x000D_ trafo havaya uçurulur, bütün doğalgaz hatları patlatılır, zarar gören hep bölge_x000D_ insanı. Burada bölgede yaşayan vatandaşlarımıza, özellikle de siz_x000D_ muhtarlarımıza çok önemli görev düşüyor. Teröristlerin bu taşkınlıkları, bu_x000D_ eylemleri karşısında vatandaşlarımız devletinin, güvenlik güçlerinin yanında_x000D_ yer almak durumundadır.”
_x000D_ _x000D_
“MUHTAR KENDİ MAHALLESİNDE, KENDİ_x000D_
KÖYÜNDE HANGİ EVDE KİM OTURUYOR BUNU BİLECEK”
Devletin yanında olmak ya da terörün_x000D_ yanında olmak gibi iki tercih bulunduğuna ve bunlardan birinin yapılacağına_x000D_ dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir köyde, bir kasabada, bir ilçede eğer_x000D_ teröristler halkın arasına karışarak rahatça hareket edebiliyorsa, burada bölge_x000D_ insanı da üzerine düşeni yapmıyor demektir” dedi ve şu açıklamalarda bulundu:_x000D_ “Geçen de söyledim bundan önceki muhtarlar toplantısında, malum bir gazete,_x000D_ ismini de rahatlıkla veriyorum, Cumhuriyet Gazetesi, ‘halkı şikâyet etti’_x000D_ diyor. Söylüyorum; muhtar kendi mahallesinde, kendi köyünde hangi evde kim_x000D_ oturuyor bunu bilecek. Bu terörist midir, değil midir, bunu bilmez mi? Bilir._x000D_ Bunu oradaki en yakın güvenlik gücüne, karakoluna, her yerine bildirecek. Çünkü_x000D_ muhtarın bu noktadaki atacağı adım devleti güçlü kılacaktır, devletin güçlü_x000D_ olması oradaki halkımızın huzuru için, refahı için mutlaktır, bunu yapacağız,_x000D_ buna mecburuz. Aksi takdirde terör şehir merkezinde, can alıyor, buna fırsat_x000D_ veremeyiz.”
_x000D_ _x000D_Devlet ve Hükümetin sonuna kadar_x000D_ tercihini bilesiniz ki kardeşlikten ve huzurdan yana kullandığını, yeniden_x000D_ çatışmaları başlatan devlet değil 11 Temmuz’da yaptığı açıklama ile bölücü_x000D_ örgütün olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte siyasetin_x000D_ imkânları ve diliyle hareket etmesi gerekenler ise maalesef örgütün şiddetten_x000D_ ve kandan yana olan tavrına teslim olmuşlardır. Aksini iddia eden yalan_x000D_ söylemektedir. Bölücü örgütün bombayla, silahla, molotofla, maskeyle, baskıyla_x000D_ gerçekleştirdiği eylemleri tevil yoluna gidenlerin durumu başını kuma gömen_x000D_ devekuşu gibidir. Oysa gerçekler tüm çıplaklığıyla ortadadır. Ama onlar kendi_x000D_ yalanlarına ve iftiralarına boğulmuş bir şekilde başka bir alemde yaşıyorlar,_x000D_ bunu da söylemek zorundayım” ifadelerini yer verdi.
_x000D_ _x000D_“SİLAHI BIRAKIP BETONLA GÖMECEKSİN”
_x000D_ _x000D_“Son seçimde her ne kadar üzerinde_x000D_ ciddi şaibeler olsa, aldıkları oyları demokrasiye değil teröre alan açmak için_x000D_ kullananlar bunun hesabını millete de, adalete de vereceklerdir” diyen_x000D_ Cumhurbaşkanı Erdoğan, örgüte değil devlete silah susturma çağrısı yapanların_x000D_ apaçık bir gaflet ve hatta hıyanet içinde olduğunu belirterek şunları söyledi:_x000D_ “Terörist silahı bırakacak. Sadece bırakmayacak, betona gömecek ve bu da tespit_x000D_ edilecek. Şimdi çıkmış, bunlar uyanık ya, ne diyorlar? ‘Silahlar sussun’. Sakın_x000D_ ha, bu oyuna gelmeyin, ne demek ‘silah sussun’? Silahı bırakıp betonla_x000D_ gömeceksin. Bak dünyada terör örgütlerine, bu böyle yaptırıldı. Silahı betona_x000D_ gömdüler, gömüldü, üzeri betonlandı ve bu da tespit edildi. Ya teslim, ya o_x000D_ veyahut da bu ülkeyi terk, çünkü bunlar bu ülkeye yakışmıyor.”
_x000D_ _x000D_Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin;_x000D_ ülkenin ve milletin güvenliği için her türlü silaha sahip olma ve gerektiğinde_x000D_ onu kullanma hakkına sahip olan yegâne yapı olduğunu vurgulayarak sözlerini_x000D_ şöyle sürdürdü: “Tabii bu yönde ifadeler kullananların asıl niyetleri başkadır._x000D_ Kan döken, can alan silahları kullanan teröristlere sırtlarını dayadıklarını_x000D_ söyleyenler ve onları destekleyenler bu duruşlarıyla ekmeğini yedikleri, suyunu_x000D_ içtikleri bu vatanın sırtına hançer saplamanın peşindeler. Bu ihanete destek_x000D_ olan sözde aydın güruhu, köşe yazarları, yaşanan her ölümün, dökülen her_x000D_ gözyaşının sorumluluğuna ortaktır, bunlar ihanet içindedir. Ekmeğinin peşinde_x000D_ veya görevinin başında olan insanları hunharca öldüren teröristlere tek çift_x000D_ söz söylemeyip, bu teröristleri etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine_x000D_ saldıranların yeri alçaklık çukurunun en dibidir. Vatan ve millet aidiyeti_x000D_ olmayan bu köksüz, ahlaksız, vicdansız güruh, sanmasın ki yaptıkları yanlarına_x000D_ kar kalacak. Milletimiz masum insanların ölümünü dahi kendi sapkın ideolojileri_x000D_ için kullanmaktan geri durmayan bu güruha hak ettiği dersi mutlaka verecektir._x000D_ Devletin ve Hükümetin ne bölücü örgüte, ne onun güdümündeki partiye, ne de_x000D_ sözde aydın güruhuna karşı herhangi bir yükümlülüğü, herhangi bir borcu da_x000D_ yoktur. Bunu o köşe yazarlarına söylüyorum, o aydın geçinenlere söylüyorum._x000D_ Kariyeriniz ne olursa olsun… Önünde birçok kariyeri olanlara da söylüyorum;_x000D_ sizin kariyeriniz, sizin kalemlerinizden akan mürekkep kandır. Benim için_x000D_ önemli olan, şehidimin o ulaştığı makamdır. En başından beri çözüm süreci_x000D_ muhatabı bizatihi milletin kendisiydi. Biz sözümüzü millete söyledik._x000D_ Yaptıklarımızı da milletimiz için, onun aydınlık geleceği için yaptık. Bugün de_x000D_ tek sorumluluğumuz, yine milletimize karşıdır.”
_x000D_ _x000D_“ÇÖZÜM SÜRECİ ARTIK BUZDOLABINDADIR”
_x000D_ _x000D_Bütün bu olaylardan sonra çözüm_x000D_ süreci artık buzdolabında olduğunu, ‘milli birlik ve kardeşlik’ projesiyle yola_x000D_ devam ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu mesele, kesinlikle bir_x000D_ al-ver meselesi, bir taviz meselesi değildir, bu bir demokrasi meselesidir. Hak_x000D_ ve özgürlük meselesidir, hatta Hakk ve batıl meselesidir, kalkınma meselesidir._x000D_ Böylesine ulvi temeller üzerinde yürüyen bir süreci yeniden güvenlik ve asayiş_x000D_ sorunu haline dönüştüren terör örgütü olmuştur bunu böyle bilelim. Buna karşı_x000D_ çıkmayan siyasetçiler de, kendi var oluş gerekçelerini ortadan kaldıran bir_x000D_ duruma düşmüşlerdir” sözlerine yer verdi.
_x000D_ _x000D_“Siyasetin yolu demokrasiye ve_x000D_ kalkınmaya, terörün yolu ise kana, ölüme, acıya çıkar. Türkiye’nin önündeki bu_x000D_ meselenin birlik, beraberlik, kardeşlik, ortak gelecek ve ortak hedefler_x000D_ etrafında bütünleşme yoluyla çözüleceğine olan inancımı huzurlarınızda bir kez_x000D_ daha ifade etmek istiyorum” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörde ısrar_x000D_ edenlerin hak ettikleri karşılığı gördüğünü ve görmeye devam edeceğini_x000D_ kaydetti.
_x000D_ _x000D_“TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE HÜKÜMET KURMA_x000D_ SORUNU VAR”
_x000D_ _x000D_Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin_x000D_ böyle bir ortamda hükümet kurma çalışmalarına sahne olduğuna dikkat çekerek_x000D_ açıklamalarına şöyle devam etti: “Yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığı için_x000D_ maalesef Türkiye henüz yeni hükümetine kavuşamadı. Bu durumda çözümü her zaman_x000D_ olduğu gibi yine millet iradesinde aramak durumundayız. Anayasada belirtilen_x000D_ sınarlar çerçevesinde bu süreci yürütüyorum, yürütmeye devam edeceğim. Ancak burada_x000D_ bir hususun altını özellikle çizmek istiyorum, Türkiye’nin önünde hükümet kurma_x000D_ sorunu var. Bununla birlikte ciddi bir terör sorunu var. Suriye sınırımızda_x000D_ yaşanan çok ciddi hadiseler var, aynı şekilde ekonomide atılması gereken_x000D_ adımlar var. Diğer alanlarda alınması gereken kararlar, yapılması gereken işler_x000D_ var. Bugün üzerinde konuşmamız, tartışmamız, çözüm yolları aramamız gereken_x000D_ öncelikli meseleler bunlar. Ama ülkemizde bir kesim tüm bunları bırakarak_x000D_ gece-gündüz şahsımı tartışıyor. Peki, şahsımla ilgili sorunları nedir diye_x000D_ baktığımızda, maalesef çocukça tespitler, çocukça tenkitler, çocukça kaprisler_x000D_ dışında bir şey göremiyoruz. Hiçbir şey yapamadan çekip gittiniz, siz kaçtınız,_x000D_ yönetemediniz. Buyurun, şimdi bakıyoruz görev verdiğim Sayın Başbakan kendilerini_x000D_ ziyaret etti, dolaştı, bir netice yok ve dün akşam da iade etti. Kendi_x000D_ kifayetsizliklerinin, kendi başarısızlıklarının, kendi hayal kırıklıklarının_x000D_ faturasını şahsıma ve bulunduğum makama keserek sorumluluklarını unutturmaya_x000D_ çalışanlar beyhude uğraşıyorlar.”
_x000D_ _x000D_
“SİYASET, İŞİ GÜCÜ BIRAKIP RECEP_x000D_
TAYYİP ERDOĞAN’IN ŞAHSI VE AİLESİ İLE UĞRAŞMAK DEĞİLDİR”
En başından beri siyasette 81_x000D_
vilayetin tamamını, 780 bin kilometrekare vatan toprağının her santimini_x000D_
kucaklayan, bunun için proje üreten, hizmet üreten, çözüm üreten bir anlayışı_x000D_
savunduklarına, bugün de Türkiye’nin önündeki sorunları aşabilmesi için böyle_x000D_
bir yaklaşıma ihtiyaç olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir başka_x000D_
ifadeyle, proje üreteceksiniz, hizmet üreteceksiniz, çözüm üreteceksiniz, yani_x000D_
siyaset yapacaksınız” dedi.
Siyasetin, işi gücü bırakıp Recep_x000D_
Tayyip Erdoğan’ın şahsı ve ailesi ile uğraşmak olmadığını belirten_x000D_
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti: “Kalkıp benim evladımı_x000D_
ismiyle anıp ‘Bilal’i ver, iktidarı al’; şeklindeki yaklaşım, ne çirkin_x000D_
yaklaşımdır. Sen ne biçim siyasetçisin? Eğer benim oğlumun yaptığı bir yanlış_x000D_
varsa, yaptığı bir yolsuzluk varsa, ha bunun hesabını soracak olan yargıdır,_x000D_
sen kimsin? Sen benim evladımla ilgili iktidar bağlantısını nasıl kurarsın?_x000D_
Nasıl böyle bir hakareti, böyle bir saygısızlığı yaparsın. Ama evladı_x000D_
olmayanların böyle bir saygısızlığı yapmasından daha başka bir şey de olmaz._x000D_
Çünkü bunlar aile nedir bilmez, evlat nedir bilmez. Dolayısıyla hak, hakikat_x000D_
bilmek nedir bilmez. Sadece maalesef böyle kurusıkı hakaretlerle bu işi bir_x000D_
yere vardırmak isterler. Nedir o Mussolini, Hitler? Aynaya bak, önce kendinin_x000D_
nerede olduğunu görürsün. Biz ilhamımızı ne Mussolini’den aldık, ne Hitler’den_x000D_
aldık, biz Hakk’tan ve halktan aldık, böyle yürüdük, bunu bir defa bileceksin.”
Benzer Haberler
Erzincan İl Özel İdaresi mülkiyeti kendisine ait dükkan ve ofisleri satışa çıkardı
Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 107’nci yılı
Başkan Aksun’dan, 13 Şubat Mesajı
Özmen’den, 13 Şubat Mesajı
AK PARTİ ERZİNCAN İL BAŞKANI ALPAY KABADAYI’DAN 13 ŞUBAT KUTLAMASI
MİLLETVEKİLİ SÜLEYMAN KARAMAN'DAN İLİÇ ALTIN MADENİ KAZASININ 1. YIL DÖNÜMÜNDE ANMA MESAJI!
Siyasi Parti İl Başkanlarından Ortak Açıklama
İki Proje İmzalandı Hayata Geçiyor