Usta yönetmen ve sanatçı Kutluğ Ataman’ın Erzincan’da kurduğu_x000D_ Mehmet Ali Bey Palangası’nın içine yapılan Erginoğlu & Çalışlar imzalı ev,_x000D_ iki uluslararası mimari ödül kazandı. 2006 yılından bu yana World Architecture_x000D_ Community tarafından düzenlenen WA Awards kapsamında “Palanga/KA Evi” adıyla_x000D_ yarışan proje, “inşa edilmiş proje” kategorisinde hem siteye üye olanların oylamasında_x000D_ hem de jüri oylamasında ödül kazanan projelerden biri oldu.

Çok konuşulan filmlerinin yanı sıra uluslararası sanat çalışmaları_x000D_ yapan ve sıklıkla sergiler açan Kutluğ Ataman; bunlara ek olarak geçtiğimiz_x000D_ yıllarda çiftçilik ve hayvancılıkla ilgilenmeye başladı. Erzincan’da,_x000D_ ailesinden kendisine kalan bir arazide hem çiftlik işleri ile ilgilendiği zaman_x000D_ kalabileceği bir konut hem de sanat ve film çalışmalarına odaklanabileceği bir_x000D_ mekan hayal eden Ataman, bu atöye/ev hayalini Erginoğlu & Çalışlar mimarlık_x000D_ ofisinin projesiyle hayata geçirdi.

Proje; World Architecture Community tarafından düzenlenen WA_x000D_ Awards’ta iki uluslararası mimari ödüle layık görüldü. 2006 yılından bu yana_x000D_ senede üç kere düzenlenen ödüllerde, siteye yüklenen projeler; tasarlanmış, inşa_x000D_ edilmiş ve öğrenci projeleri olmak üzere üç farklı kategoride yarışıyor. Ödüle_x000D_ aday olan projeler hem site üyeleri hem de bir jüri tarafından oylanıyor._x000D_ Kutluğ Ataman’ın, 25. ödül döneminde “inşa edilmiş proje” kategorisinde_x000D_ “Palanga/KA Evi” adıyla yarışan atölye/evi; hem siteye üye olanların_x000D_ oylamasında hem de jüri oylamasında ödül kazanan projelerden biri oldu.

Kutluğ Ataman’ın Mehmet Ali Bey Palangası adını verdiği çiftlikte_x000D_ inşa edilen ev, Doğu Anadolu’da modern mimarinin uluslararası standartta çok önemli_x000D_ bir örneğini temsil ediyor. Planlamasında, azami mahremiyetin gözetildiği ve_x000D_ sık ağaçlık içinde, çevreden izole şekilde inşa edilen mekan, özellikle_x000D_ günbatımında Munzur Dağlarının harika manzarasına hakim bir noktada bulunuyor.

Arazi Erzincan’ın biraz dışında kaldığı için kolay inşaat yapmaya_x000D_ imkan vermediğinden, binanın taşıyıcı sistemi çelik ile tasarlandı, Kocaeli’n de_x000D_ imal edilerek montajı yerinde yapıldı. İnşaat kalitesini arttırmak hedefiyle_x000D_ atöye/evin tüm dış duvarlarında ve çatısında yine kuru imalat sistemleri_x000D_ kullanıldı. Erzincan’ın 1939 ve 1992’de geçirdiği iki büyük deprem ve yaşadığı_x000D_ kayıplar hafızalarda hâlâ canlı olduğundan; hem ev sakinleri hem de misafirler_x000D_ için “sağlam bir noktada olma” hissini yaratmak da projenin ana fikirlerinden biri_x000D_ oldu. Bu nedenle evin çelik strüktürünün iç mekanda da algılanması sağlanırken,_x000D_ böylece atölye/ev hissinin oluşmasına da katkı sağlandı.

Tüm mekanların birbiriyle görsel ilişkide olduğu atölye/ev tek bir_x000D_ kütle olmasına rağmen, atölye kısmı dışarıdan ayrı girişli olarak planlandı._x000D_ Atölye ve evin girişleri için ihtiyaç duyulan ortak bir saçak konusunun çözümü_x000D_ ise; kütlenin ortasında yaratılan

bir boşlukla sağlandı. Böylece eve farklı yönlerden yaklaşımda,_x000D_ farklı mekanlara giriş konusu çözülürken, Erzincan’ın soğuk ve karlı kış_x000D_ mevsiminde kapı önleri korunaklı kalması sağlandı.

Mobilyaları Kutluğ Ataman tarafından seçilen atölye/evin tavanına_x000D_ aile yadigarı eski evden kalan tavan göbekleri asılırken, iç mekan da sanat_x000D_ koleksiyonundan bazı parçalarla zenginleştirildi.