AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, partisinin İl Danışma Meclisi toplantısı ve bir takım programlara katılmak üzere baba ocağı Erzincan’a geldi.

Erzincan’da partisinin İl Danışma Meclisi Toplantısına katılan AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, burada yaptığı konuşmada muhalefet zaman zaman iktidar olmaya hevesleniyor. Hayaller içerisine giriyor. Mevsimsel sıkıntılar onlara hareketlilik veriyor dedi.

AK Parti Erzincan İl Danışma Meclisinde konuşan AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, muhalefet iktidar olmak için hayal kuruyor. Umut fakirin ekmeği dedi. Yıldırım konuşmasında ayrıca Cumhurbaşkanlığı sisteminin neden getirildiğini ve bu sistem getirilmeden önce başımıza gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir dedi.

Erzincan’da düzenlenen AK Parti İl Danışma Meclisi toplantısına, AK Parti Binali Yıldırım’ın yanı sıra, eski Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, AK Parti Erzincan Milletvekilleri Süleyman Karaman ve Burhan Çakır, AK Parti İl ve Merkez ilçe yönetimi, AK Partili Belediye Başkanları ve partililer katıldı.

AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım: “Zaman zaman muhalefet, muhalefet blok hevesleniyor, umutlanıyor. Umut fakirin ekmeğidir. Onlarda umutlanacak. İktidar olmaya talip olacaklar. Bunda hakları var. Bazı yaşanan mevsimsel sıkıntılar onlara biraz hareketlilik veriyor. Ve bir takım hayaller içerisine giriyorlar. Bu da makul. Tabii ki olacak. Ancak şunu söyliyim. 20 yılda genel seçim, yerel seçim, referandum 15 tane seçim yapmışız. Neredeyse her yıl seçim olmuş. Sonuç ne? Sonuç AK Parti, Cumhur İttifakı son yıllarda açık ara önde. Şimdi sistem tartışması önümüze getiriliyor. Bu sistemin değişmesinde merkezinde yer alan arkadaşlarımızla beraber bir kardeşinizin. Biz bu sisteme niye geçtik. Biz 15 Temmuz’u niye yaşadık. Biz 17-25 Aralığı niye yaşadık. Biz kapatma davasını niye yaşadık. Biz e-muhtırayı niye yaşadık. Gezi olaylarını niye yaşadık. Ve biz 2001 krizini niye yaşadık. 28 Şubat’ı neden yaşadık. 71 muhtırasını, 80 ihtilalini, 60 ihtilalini niye yaşadık. Bunların bir çoğunu bir kısmını en azından bu salonda olanların bilmediğini biliyorum. Ben ancak 60’ı dedemden babamdan dinledim. 70’i yaşadım. 70’li yılları biz yaşadık. 70’den 80’e kadar üniversite öğrencisi iken bir yıl üniversitelerimiz kapalı kaldı. Bir yıl. Pandemi filan yok. Korona virüs’de yok. Ama ne var. Terör virüsü var. Anarşik olaylar var. Sadece o yüzden. Hiçbir günahımız vebalimiz yok. kapandı gitti. Biz bir yıl geç mezun olduk. Türkiye o yıllarda Cumhurbaşkanı seçemedi. 6 yıl Cumhurbaşkanı seçemedi. Neden? Çünkü Cumhurbaşkanı seçmek isteyenler halkın istediğini değil kendi istediklerini yapmak itiyorlar. Bunun adına vesayet deniyor. Halkın iradesine, halkın kararına razı olmamak vesayettir. İşte 7 yıllık vesayet anlayışı, darbe girişimleri, muhtıralar artık canımıza tak dedirdi. Bardağı taşıran son damla da 15 Temmuz alçak FETÖ kalkışması oldu. Orada artık her şey aynısı olmayacak. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak dedik ve oradan itibaren Türkiye’nin artık bu vesayete, bu itişip kalkışmaya bu enerji kaybına meydan vermeyecek. Milletin iradesini tam anlamıyla ifade edecek bir sisteme ihtiyacı olduğunu ap açık ortaya çıktı. Yoksa durup dururken bir gece rüyamızda görüp böyle bir yola çıkmadık. Bu 70 yıllık tecrübenin ülkenin kaybettiklerinin önümüze koyduğu faturanın sonucu budur. Sistem değişikliği budur. Elhamdürullah bunu da Cumhur otağı olarak, Cumhur İttifakının ortağı olarak MHP ile, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile bir olduk. Bunu planladık. Meclise sunduk. Komisyonlarda görüşüldü. Genel kurulda görüşüldü. 2017 yılının Şubat başında referandum için takvim çalışmaya başladı.

Darbeden yeni çıkmış bütün dengeleri alt üst olmuş terörün içerden ve dışarıdan azdığı bir dönemde bunların üstesinden gelmek bir de içerde ki ekonomik dalgalanmayı ortadan kaldırmak, üstüne üslük 100 yıla yakın devam eden bir sistemin değiştirilmesi. Başkanlık sistemi. Parlamenter sistem niye değişti. İyi çalışsaydı. Elbette değişmezdi. 50 yılda yıl da 60 yılda 2021’e kadar 80 yılda olmayan iş kalmamış. Başımıza gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. 2 yıl hükümette olduk. Ama Allah’ım neler neler. Darbesinden tut, yurt dışı operasyonlara, sistem değişikliği, bir de ekonominin rayına girmesi büyümenin sağlanması bunlar önemli şeyler. Nasıl başardık. Milletimizin desteği ile başardık. Cumhurbaşkanımızın liderliği ile başardık.

Dedik ki sorunları torunlara bırakmayacağız. Öylede yaptık. 80 yıldır Türkiye’nin gündeminde konuşulan konuları birer birer gündemden çıkardık. Terörü biz ne zaman dan beri konuşuyoruz 83’den beri konuşuyoruz. Şimdi Türkiye’nin terör diye bir gündemi var mı? Gündem de ön sıralarda var mı? Elbette ki yok. Güvenliğin olmadığı, huzurun olmadığı bir yerde nasıl iş yapacaksınız. Gelişemediğiniz yerde nasıl ilerleyeceksiniz. Nasıl iş yapacaksınız. Onun için Cumhurbaşkanımız boşuna söylemiyor. Yol medeniyet. Su medeniyet diye. 20 sene öncesini düşünün bir de bu güne bakın. Elhamdürullah günleri ayları yılları boşa geçirmedik. Lak lak ile ömrümüzü geçirmedik. Muhalefet laf üstüne laf koydukça, biz taş üstüne taş koyduk ve bütün hizmetleri milletimizin ayağına getirdik.

İnsanlar işlerini kaybettiler ve hala belirsizlik devam ediyor. Her şeyi yönetebilirsiniz. Krizleri yönetebilirsiniz. Yangın olur gidersiniz söndürürsünüz. Sel felaketi olur gidersiniz yaraları sararsınız. Deprem olur Allah göstermesin anında gider yaraları sararsınız. İşte İzmir, işte Elazığ, 26’sında Cumhurbaşkanımız İzmir’e gidecek. Bir sene önce İzmir büyük bir felaket yaşadı. Şimdi bütün o yaralar sarıldı. Ve konuları teslim edeceğiz. Bu ülke 17 Ağustos’u da gördü. 17 Ağustos’dan o günün yöneticileri Ankara 2 gün sonra haberi oldu. Depremden ve deprem yerine ilk giden Recep Tayyip Erdoğan’dı ve onun yol arkadaşı kardeşinizdi. Yalova’da, Çınarcık’ta, Gölcük’te ve İstanbul’da yaraları saran ilk koşan İstanbul büyük şehir belediyesiydi. Eğer dertçi olmazsanız insana sevdanız olmazsa halka hizmet Hak’ka hizmet gibi bir derdiniz olmazsa bunları yapamazsınız. Günleri ayları boş geçirmedik. Güzel işler yaptık. Şimdi bu pandeminin getirdiği belirsizlik bütün dünyayı kasıp kavuruyor. Bu yaşadığımız hayat pahalılığı, yaşadığımız bu ekonomide ki dalgalanmalara mazeret olarak söylemiyorum. Bu bir gerçek. Bu bir durum tespiti. Amerika Avrupa denen ülkeler bunlar enflasyon denen bir şey bilmiyordu. Bugün Amerika’da sıfırdan yüzde 7’ye çıkmış enflasyon. Bu ne demek 7 kat artış. Bizde 10’lardan 20’ye çıkmış. İki kat artış. İyimi değil. Şunu söylemek istiyorum. Belirsizliği yönetemezsiniz. Hiç ülke belirsizliği yönetemez. Kriz yönetilir. Belirsizlik yönetilemez. Hepimizin umudu bu belanın bir an önce defolmasıdır” dedi.

Toplantı sonunda en çok üye yapan partililere teşekkür belgesi takdim edildi ve fotoğraf çekildi.